Wednesday, January 3, 2007

#21

030107 * pazar gibi hissettiğim bir gün
sevgili kalemlerim,

klavye çıkalıberi ya da
insanlar bana "amma çok konuşuyosun sen ama seviyoruz." dediğinden beri
sizleri pek kullanamadım ben.
öyle ki;
cümleleri uzayda kaybolmasın diye somutlaştırmaktı en çok keyif aldığım.
dokununca matlaştırmak-dondurmak.
bunu yaparken de karşılık denen adi şeyin peşinde olmak bi bakıma..
içi gözüken demirdne bi kafesin içinde zıp zıp zıplatan bir bez gerili şimdi.
bir sürü yol varken, onu görmüş olmak, girmeye çalışmak ve hatta girmiş olmak. çıkası gelmemek.
O'nun izlemesi, izlerken gülmesi. tat alması.
zıplarken sıkılıp ağlarsam ya da bitmecek mi diye korkup ağlarsam eğer,
O ağlar..
sorumlu * sorunlu hissedip kendini ağlar.
ve O da ağlarsa ben..

kafesin demirlerini söküp kendimi
yok ederim.

No comments: