Sunday, November 12, 2006

#1

10112bin6 .. 02:36
sevgili hayat;
yazmaya karar verince ben kağıt, kalemi bulduktan sonra kelimelerin ucunu kaybediyorum. oysa ki kelimelerimi görebileceğim yerlere onları ince ince batırmıştım ben.
başından sonuna kadar akıcı ve dans eden bir şeyler yazdım mı ben, okuyan varsa eğer, o konu hakkında ne yazardı onu merak ediyorum bir de.
görüp görebileceğim olayları bana bir penceren göstersene. ya da şöyle demeliyim; süpriz yapma bana. sürpriz değil; süpriz. göğüs kafesimin hızlı nefes almaktan aşağı*yukarı hızlı hareket beni geriyor. ellerimin ısı kontrolünü de artık bana devret. edilgen değil, etken kıl beni.
klişeye duyulan bu denli kin, gıcıklık, eziş duygusu yoksa artık başlı başına bir klişe mi?mesela ben. kimseye "aşkım" demedim. dememekten gurur duyarak demedim hem de. karşımdakine de dedirtmedim. bunu "olma" içgüdüsüyle şartlı hale getirmiş & kalbinde kabullenmiş ben, acaba aşkım demememin gerçek sebebinin olabileceği ihtimalini biliyor muydum?
bi kız bi oğlana "iyi ki çıktın karşıma, aşığım sana.." demiş. olalı 3 hafta olmuş. ya da 4. ben kıza kıçımın kenarıyla "hıhhıh" sesiyle gülerken, ve de eklerken.. birbirinizin ruhuna ne kattınız da oldun hemen?.. hemen farkına varırım. "AŞK".. alalede biri için 3. anlamını dominantlaştırır, ruhuyla beslenen ve aynı zamanda onu her daim beslemeye çalışan biri için 1. anlamını.. demek ki, o kız da "aşık". kendince.
"özgünlüğün sınırlarını zorladığım" filan yok benim. ben esasen çok düz, az, öz şey isteyen- belki de istediği için herkes ama herkes gibi olan, minik mutluluklara hasret bir kızım.
bunu unutma.

No comments: